GÖRÜNTÜLEME BİRİMLERİ
-Monitör
Monitör, bilgisayar içerisindeki bilgilerin kullanıcıya aktarılması amacıyla kullanılır.
Monitör çeşitleri
Monitörler yapılarına göre CRT (Cathode Ray Tube), LCD (Liquid Crystal Display),
plazma ve LED olmak üzere 4’e ayrılır. Bilgisayar monitörlerinde genellikle CRT ve LCD
ekranlar kullanılırken Plazma ve LED ekranlar daha çok televizyon ekranı olarak
kullanılmaktadır. Ancak özellikle yeni üretilen laptop modellerinde LED ekranlar da
kullanılmaktadır.
- CRT (cathode ray tube) monitörler:
Küçük boyutlarda binlerce kırmızı, yeşil ve mavi fosfor kaplı tabakadan oluĢan bir
ekrana, elektron demetinin çarptırılmasıyla görüntü oluşturulur. Elektron demeti fosfor
tabakaya çarpmadan önce ince metal bir maskeden (shadow mask veya aperture grill)
geçirilir. Amaç elektronları aynı noktaya odaklamak ve başıboş elektronların ekran üzerinde
görüntüyü bozmalarını engellemektir. Shadow mask, küçük deliklerden oluşan şekildeki ince
film tabakadır. Üreticiler tarafından shadow mask a rakip olarak çıkarılmış maske
yöntemidir. Düşey doğrultuda küçük tellerden oluşur.
Burada daha az bozulma olmaktadır. Birçok aperture gril ekran düz (flat) şeklindedir.
LCD (liquid crystal display):
LCD ekran, plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin ışığı yansıtması ilkesi ile çalışır.
LCD ekranlarda kullanılan sıvı kristaller, gerilim uygulandığında düz biçimde sıralanır.
Gerilim verilmediğinde ise sıvı kristallerin en üst tabakası ile en alt tabaka, 90 derece
kıvrılmış şekilde dizilmiştir. Bu duruma twisted nematics (TN) denir. TN durumdaki sıvı
kristaller içerisinden geçen ışık, polarizatör içerisinden geçebilir. Polarizatörün görevi
kendisine gelen ışığı duruma (yatay veya dikey) göre geçirmek veya absorbe etmektir.
ġekilde a polarizatörü dikey, b polarizatörü de yatay ışık demetlerini geçirmektedir.
Elektrotlara gerilim uygulandığında ise TN yapı bozularak dikey ışık demeti yatay forma
girmediğinden polarizatör üzerinden karşı tarafa geçemeyecektir.
Bazı LCD ekranlarda hareketli görüntüler bulanıktır. Bu durumda ekran tepki süresi
önemlidir.
Plazma ekranlar:
CRT monitörlerin çalışmasına benzer bir yöntem kullanırlar. İki cam arasında düzgün
dağılmış, içerisinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu binlerce fosfor kaplı hücreler
vardır. Elektrotların farklı gerilimle Ģarj edilmeleriyle hücre içerisine, iyonize edilmiş gaz
üzerinden akım girişi olur. Bu akım UV fotonlarının oluşmasına neden olan, yüksek hıza
sahip yüklü parçacık hareketine neden olur. UV fotonlar fosfor tabakaya çarparak fosfor
atomlarını yüksek enerji ile yükler. Bu enerji atomların ısınmasına neden olur. Sonrasında
ise atomlar görülebilir sahip olduğu enerjiyi, ışık fotonu şeklinde ortama yayar.
LED ekranlar:
LED ekranlar aslında LCD ekran olarak da düşünülebilir. Light-emitting dioedes
(LEDs) olarak da bilinen LED ekranlar arkadan aydınlatmalı bir LCD ekrandır.
LED TV’lerdeki büyük yenilik aslında ekran teknolojisinde ya da görüntü sinyalini
ileten elektronik ekipmanlarda değil, arka aydınlatma sisteminde gerçekleşmiştir.
LED TV’lerde, LCD ekranlarda arka aydınlatma olarak kullanılan floresan lamba
yerine bir dizi LED (light-emitting dioede / ışık yayan diyot) kullanılır. Ekrandaki görüntüyü
oluşturan her bir piksel için ışık, bu LED’ler aracılığıyla gönderilir. Bu nedenle de daha net
ve aydınlık bir görüntü sunmaktadır.
LED TV’lerde arka aydınlatma olarak kullanılan LED’lerin bulundukları yerlere göre
LED TV’lerin ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Bunlar doğrudan aydınlatma ve kenardan
aydınlatma olarak bilinir.
Her iki teknolojinin de kendisine özel avantajları bulunur. Doğrudan aydınlatma
kullanıldığında çok yüksek kontrast oranlarına ulaşılabiliyorken kenardan aydınlatma
teknolojisinde de çok ince tasarımlar yapabilmek mümkündür.
Doğrudan aydınlatma teknolojisini kullanan LED TV’lerde kullanılan LED sayısı ve
kontrol ettikleri bölgenin büyüklüğü, görüntü kalitesini doğrudan etkiler. Kenardan
aydınlatma teknolojisi maliyetleri düşürdüğü için bu teknolojiyi kullanan LED TV’lerin
fiyatı daha uygundur.
Sonuçta her iki aydınlatma teknolojisi de standart LCD TV’lerin çok üstünde bir
görüntüleme performansı ve enerji tasarrufu sunar.
Ekranların birbiri ile karşılaştırması:
CRT ekranların en büyük dezavantajları kapladığı alan, gözleri fazla yorması ve
harcadığı güçtür. Bu gibi dezavantajlarından dolayı ekran boyutları artırılmak istendiğinde
CRT monitörler hiç de iyi seçim olmayacaktır.
LCD ekranların CRT ekranlara göre avantajlarını şu şekilde
sıralayabiliriz:
CRT ekranlara göre daha parlak ve yüksek çözünürlükte görüntü sunar.
LCD ekranlarda ekranın nokta aralıklarını göremezsiniz.
LCD televizyonlar göz yormazlar, aksine odaklama sorunu olmadığından
daha keskin ve net görüntü sunarlar.
LCD ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
İzleme açıları dardır. En iyi izleme açısı için tam karşıdan bakmak
gerekir. Yan açılardan bakıldığında renkler değişir, siyah kısımlar
parlama yapar.
Gerçek kontrast oranları düşüktür. Bu nedenle beyaz ve siyah arasındaki
renk geçişleri iyi değildir.
Siyah rengi hiçbir zaman tam siyah olarak göstermezler. Görüntüyü
detaylı göstermez. Bu yüzden karanlıkta geçen filmleri izlemek keyif
vermez.
Hareketli görüntülerde hareket eden kısımda netliğin bozulması sorunu
ile karşılaşılabilir.
Plazmalara oranla çok daha az renk tonu verir. Tam insan ten rengini
yakalayamaması gibi.
Yüksek ışıklı ortamlarda ekran yansıma yapabilir.
Plazma ekranların avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Sınırsız izleme açısı vardır. Yan açılardan dahi mükemmel netlikte
izleme imkânı sunar.
LCD ve LED ekranlarda olmayan, gerçek kontrast oranına sahiptir.
Gerçek siyah renkler, çok detaylı görüntü gibi.
LCD ve LED ekranlardan daha fazla renk sayısına sahiptir.
Hareketli sahnelerde anlık resim yenileme ve tepki süresiyle LED ve
LCD Tv’lerden 1000 kat daha hızlıdır.
Ortam ıĢığında ve güneşli havalarda LCD ve Led TV’lerden çok dahi iyi
görüntü verirler.
600 Hz’e varan görüntü yenileme hızına sahiptir (Led ve Lcd TV’lerde
maksimum yapay olarak 200 Hz’dir.).
Tepki süresi 0,001 (Led ve Lcd TV’lerden 1000 kat daha hızlı görüntü
oluĢturma)dir. Bu nedenle hareketli görüntülerde asla bulanıklaĢma
olmaz. Bilgisayar oyunu meraklıları için en iyi seçim plazma TV’lerdir.
Parlaklık plazma ekranlarda 1.500 cd/m² iken Led ve Lcd Tv’lerde 500
cd/m² civarındadır.
Plazma ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Güç tüketimleri diğer ekran türlerine göre daha yüksektir.
Kullanım ömürleri LCD ekranlara göre daha düşüktür.
Plazma ekranlarda, ekrandaki görüntü sabit kaldığında fosfor maddesinde
oluşan iyon etkisi plazmanın parlaklık ömrünü azaltır. Bunu önlemek için
alınan ISM adındaki koruyucu önlem ile sabit bir görüntü ekrana uzun
süre yansıdığında aktifleşerek ekran parlaklığını kademe kademe
düşürüyor. Bu işlem devam ederse 10 dakika içinde ekran parlaklığı yarı
yarıya düşüyor. Ancak işlem yavaş gerçekleştiği için göz bu durumu
algılayamıyor. ISM teknolojisi sayesinde plazma ekranların kullanım
ömrü uzuyor.
LED ekranların avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
LED kullanımının ilk büyük avantajı, gelen görüntü bilgisinde siyah olan
bölgelere ışık sağlayan LED’lerin kapatılarak tam siyah görüntü elde
etmek için önemli bir başarı elde edilmesidir.
LED ekranların ikinci büyük avantajı gösterilen renk miktarındaki artıştır.
Standart LCD TV’lerde mevcut renklerin % 70 ile % 75’i
gösterilebilirken LED TV’lerde bu oran % 85’e kadar çıkabilmektedir.
Bu da daha canlı görüntüler elde edilmesi için büyük bir avantaj sağlar.
LED ekranların üçüncü önemli avantajı ise enerji tasarrufu konusundaki
başarısıdır. Işık kaynağı görüntüye göre kontrol edilebildiği ve açılıp
kapatılabildiği için çok ciddi boyutlarda enerji tasarrufu sağlanır. Örnek
vermek gerekirse 106 ekran bir LCD ekran ortalama 200 watt güç
tüketirken aynı boyuttaki bir LED ekranda bu rakam ortalama 80–90 watt
civarına kadar düşebilir.
Ekrana yansıtılacak olan görüntüde siyah bölgelere ait LED’ler
kapatılarak çok yüksek kontrast oranlarına ulaşılabilir. Bu da görüntü
netliğinde belirgin bir artış elde edilmesini sağlar.
Standart bir LCD ekranda 1:10.000 ile 1:50.000 arasında kontrast oranları
elde edilirken bir LED ekranda 1:2.000.000 ile 1:5.000.000 arasında
kontrast elde edilebilir.
LED ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Led ekranlar diğer ekran türlerine göre daha pahalıdır.
Kullanım ömürleri ekran türlerine göre daha düşüktür.
Monitör Bağlantıları
Ekranlar, ekran kartlarına bağlandığına göre bağlantı noktaları arasında uyumluluk
olması gerekir. Günümüzde DVI ve D-SUB tipi çıkışlar vardır. Ekran kartı DVI çıkışa
sahipse daha iyi resim kalitesi sunduğu için DVI çıkışlı bir ekran karı alınmalıdır. Çünkü
DVI dijital olarak çalışır ve dolayısı ile analog çevrime gerek kalmaz. Bilinmelidir ki
analogdan dijitale veya dijitalden analoga çevrim yapılırken veriler azda olsa bozulmaktadır.
S Video çıkışı televizyon, video, DVD player gibi cihazların bağlanması amacı ile
kullanılmaktadır. HDMI standardı, gelişmiş ve yüksek tanımlı video ile çok kanallı ses
sinyallerinin tek kablo üzerinden taşınmasını destekler. HDMI girişine uydu alıcınızı, “DVD
player”ınızı, müzik ve ses sistemlerinizi, televizyonlarınızı bağlayabilir ve yüksek kalite ses
ile görüntü aktarımı sağlayabilirsiniz.
Monitörlerle İlgili Temel Kavramlar
- Çözünürlük
Ekranların çıktıları (resim, video, program ara yüzü…) gösterirken kullanacağı nokta
sayısını gösterir. Bu noktalara piksel denmektedir. Örneğin gösterilecek bir resim için
ekranın çözünürlüğü ne kadar büyük olursa resim daha fazla ayrıntıyla gösterilir. Yaygın
çözünürlük değerlerinden 800x600, 1024x768, 1280x1024 değerleri vardır. Masaüstü
bilgisayarlarda yaygın olarak 800x600 ve 1024x768 değerleri kullanılmaktadır. Çözünürlük
azaldıkça ekrandaki resimler daha büyük ve kalitesiz görülecektir.
Örnek olarak aşağıdaki resimde bazı çözünürlük değerlerinin karşılaştırması
gösterilmiştir.
Ekran boyutu
Ekranın köşegen uzunluğunu (bir köşesinden diğer köşesine olan uzaklığını) gösterir.
inç olarak ifade edilir. 17, 19, 21, 23, 101… gibi değerler vardır. Ekran boyutu için LCD
ekranlarda görülebilir alan (kasa hariç) kastedilirken CRT ekranlarda kasa dâhil
edilmektedir.
Not: 1 inç = 2.54 cm değerindedir.
İki piksel arası uzaklık (dot pitch)
Ekranda iki piksel arası en yakın uzaklığı belirler. Uzaklığın az olması daha fark
edilebilir, keskin renk geçişlerinin olduğu görüntüler anlamına gelir. Günümüzde 0.21, 0.24,
0.25, 0.27, 0.28 mm gibi değerler vardır.
En/boy oranı (aspect ratio)
Ekranın en ve boy oranlarını gösterir. Genelde bu oran 4:3’tür. Mesela 1024x768
çözünürlüğe sahip bilgisayarda en boy oranı 4:3’tür. Ama günümüzde 16:9, 16:10 gibi
oranlar da mevcuttur. 16:9 oranına “widescreen” (geniş ekran) ekran denilmektedir.
Ekran tazeleme oranı (refresh rate)
Ekranın baştan aşağıya saniyede taranma sayısını gösterir. Başka bir deyişle ekrandaki
görüntünün saniyedeki oluşturulma sayısıdır. Düşlük orana sahip ekrandaki görüntüler titrer
ve dolayısıyla kullanıcının gözünü yorar. Günümüzdeki hemen tüm CRT ekranlar NEC
firmasına ait MultiSync özelliğine sahiptir. Bu özellik ekranın farklı tazeleme ve çözünürlük
değerlerine sahip olabileceğini gösterir. Ekran tazeleme oranı hertz türünden ifade edilir.
Örneğin 70 hertz değeri, ekranın saniyede 70 defa tarandığını ya da diğer bir ifade ile
ekrandaki görüntünün saniyede 70 defa tekrarlandığını belirtir.
- Ölü pikseller
Ölü pikseller görüntü değiştiği hâlde rengi değişmeyen ekran üstündeki noktalardır
(piksel). Özellikle LCD ekranlarda bazı pikseller özelliğini üretim aşamasında
yitirebilmektedir. Bu durumda ekranın belirli noktaları görüntü içerisinde göze batmaktadır.
Birçok üretici ölü piksellerin birkaç adedini garanti kapsamına dahi almamaktadır. LCD
ekran almadan önce mutlaka ölü pikseller açısından kontrol etmek yararlı olur.
20 KASIM 2012 SALI
DIŞ DONANIM BİRİMLERİ
Bilgisayarın doğrudan bir parçası olmayan ancak bilgisayara daha sonradan çeşitli
portlar vasıtasıyla bağlanan cihazlara dış donanım birimleri ismini veriyoruz. Klavye, fare,
monitör, yazıcı, kart okuyucu gibi donanım birimlerini dış donanım birimlerine örnek olarak
verebiliriz.
Giriş Birimleri
-Klavye
Çeşitli menülere erişmek, yazı yazmak, kısa yol tuşlarını kullanmak ve onay
kutularında seçim yapmak gibi amaçlarla kullanılan klavye, bilgisayar tarihinin en eski
donanım ögelerinden biridir. Öyle ki bilgisayarlarda kullanım kolaylığı sağlayan fare henüz
icat edilmemişken klavyeler tek başlarına veri girişi yapmak amacıyla kullanılmaktaydı.
Klavyenin Yapısı ve Çalışması
Klavye anahtarlama teknolojisini kullanan yapıya sahiptir. Klavye üzerinde her bir tuş,
aslında birer elektriksel anahtardır. Tuşlar, matris düzeninde satır ve sütunlara yayılmış
anahtar düzenine sahiptir. Bu anahtarlar kapasitif, mekanik ve kauçuk yapıda olabilir.
Bunlardan en çok kullanılan ve ekonomik olan kauçuk yapılardır. Kauçuk yapının altında
karbon malzeme iletkenliği sağlamak üzere kullanılır. Her bir anahtarın altında kısa devreye
açık iletken yapı vardır. Tuşa basıldığında karbon malzeme aşağı doğru hareket ederek matris yapıyı kısa devre yapar. Tuş bırakıldığında ise kauçuk malzeme eski hâlini alarak
karbon iletken yapı, iletken telleri bırakarak kısa devre bozulur.
Bu kısa devre matris yapıda bazı kollardan akım geçişine neden olacak ve bu akım
klavye devresi tarafından algılanacaktır. Klavye devresi küçük bir bilgisayar gibi davranarak
tuşun basıldığı konuma ait kodları sahip olduğu hafızadan (ROM) bularak PS/2 arayüzü
üzerinden bilgisayara gönderir. Bu hafıza, tuşlara karşılık gelen kodları (character map)
tutar. Klavyeler, tuşa basıldığında bilgisayara kod gönderirken bırakıldıklarında da farklı bir
kodu benzer şekilde bilgisayara gönderirler.
Klavye Çeşitleri
Q ve F olmak üzere iki çeşit klavye vardır. Farkları, sadece harflerin yerlerinin
değişikliğidir. Klavyenin en sol üstündeki karakter ne ise (F ya da Q) klavye ona göre
isimlendirilir.
Q klavye her ne kadar ülkemizde daha yaygın olarak kullanılsa da F klavye Türkçe
kelimelerin yazımına daha uygun olarak tasarlanmıştır.
Klavye Bağlantıları
Klavyenin kasaya bağlanacağı portu gösterir. Klavyeler, PS/2 ve USB olmak üzere iki
bağlantı noktası üzerinden bilgisayara bağlanır. Dönüştürücüler yardımıyla USB ve PS/2 bağlantı noktaları arasında dönüşüm yapılarak bağlantı yapılabilir.
Bunlardan başka kablosuz klavye tipleri vardır. Bu tip sistemleri kurmak için klavyeye
verici, porta ise alıcı takılır. Kızıl ötesi (IR) ışıkla çalışanlar ve radyo dalgaları (RF) ile
çalışanlar diye iki grupta toplanabilir. IR klavyede alıcı ve verici birbirini görmek zorunda
ama RF klavyelerde bu zorunluluk yoktur. Kablosuz klavyeler çalışması için pile gereksinim
duyar.
-Fare
Grafik ekranda imleci (cursor) istenen konuma getirmek ve komutlar vermek için
kullanılan donanım birimidir. Standart olarak bir farede üç adet düğme (sol, orta, sağ)
bulunur. Optik, lazer ve mekanik (toplu) çeşitleri vardır. Optik ve lazer fareler alt taraftan
kırmızımsı bir ışık yayar. Mekanik çeşit ise altta dönen ağır bir topa sahiptir ve çabucak
tozlanarak hareketi engelleyici kirler yatay ve düşeyde dönebilen disk millerine
yapışabilmektedir.
Farenin sol tuşuyla genellikle çift tıklama, bir dosyayı tutup sürükleme ve menü
seçeneklerini işaretleme gibi faaliyetleri gerçekleştirirken sağ tuşu kullanarak da işletim
sisteminin veya programların sağ tuş içerik menülerini açabilirsiniz. Kaydırma tekeri ile
sayfalarda yukarı veya aşağı doğru hareket edebilirsiniz.
-Farenin Yapısı ve Çalışması
Fareler yapı olarak ikiye ayrılır:
- Mekanik fareler
Bu tip farelerde yatay ve düşey kaydırıcıya serbest dönebilen topun sürtünmesi ile fare
hareketi algılanır. Kaydırıcılar üzerinde delikler bulunan disklere sahiptir. Disklerin önünde
ve arkasında optik (IR) alıcı ve vericiler vardır. Topun hareketi ile dönen disk, vericinin
yaydığı ışığın alıcıya ulaşırken kesikli olmasını sağlayacaktır. Alıcının ışık aldığı anlar
sayılarak farenin hangi eksende ne kadar ilerlediği hesaplanarak bilgisayara gönderilir.
Bunlar kendi aralarında benzer yapıya sahiptir, sadece aydınlatma ışığı farklıdır. Optik
fareler aydınlatma için LED ışığı kullanırken lazer fareler lazer ışınını kullanır. Lazer,
yüzeydeki daha fazla ayrıntıyı gösterebilme kabiliyetine sahiptir. Farenin hareket ettiği
yüzeyden alınan görüntüler işlenerek DSP (digital signal processing) devreleri yardımıyla
hangi yönde hareket ettiği saptanır. Yüzeyden alınan her bir resim işaret işleyiciye
gönderilir. işaret işleyici devre, farenin hareket hızına ve yönüne, resimleri karşılaştırarak
karar verir.
Kablosuz (wireless) fare
Bu tip sistemleri kurmak için klavyeye verici, porta ise alıcı takılır. Kızıl ötesi (IR)
ışıkla çalışanlar ve radyo dalgaları (RF) ile çalışanlar diye iki grupta toplanabilir. IR
klavyede alıcı ve verici birbirini görmek zorunda ama RF klavyelerde bu zorunluluk yoktur.
Fare Çeşitleri
Fareleri çalışma şekillerine göre mekanik ve optik olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
Mekanik fareler: Fare hareketini algılamak için farenin alt kısmında bulunan
bir top kullanılır. Zamanla bu topun kirlenmesinden dolayı farenin hareketleri
algılaması yavaşlayacağı için temiz tutulmalıdır.
Optik ve lazer fare: Fare hareketini algılamak için top yerine optik farelerde
LED ışığı, lazer farelerde ise lazer ışını kullanılır. Bu nedenle hem kirlenme
olayı ile karşılaşılmaz hem de fare hareketleri daha duyarlı bir şekilde algılanır.
Lazer farelerde kullanılan lazer ışığı sayesinde daha yüksek çözünürlüklü
hareket algılama sağlanır.
Fareleri bağlantı şekillerine göre kablolu ve kablosuz olmak üzere ikiye
ayırabiliriz.
Kablolu fare: Fare ile bilgisayar arasındaki bağlantı bir kablo vasıtası ile
sağlanır.
Kablosuz (wireless) fare: Fare ile bilgisayar arasındaki bağlantı kablosuz
vericiler ile sağlanır. Kablosuz fareler, bilgisayara doğrudan bağlanmaması
nedeniyle uzaktan kullanılabilirlik ve portatiflik sağlar. Kablosuz fareler,
çalışması için pile gereksinim duyar.
Fare Bağlantıları
Farenin kasaya bağlanacağı portu gösterir. Fare, PS/2 ve USB olmak üzere iki
bağlantı noktası üzerinden bilgisayara bağlanır.
Dönüştürücüler yardımıyla USB ve PS/2 bağlantı noktaları arasında dönüşüm
yapılarak bağlantı yapılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder